Şenlik: Kadının Anlatılmamış Hikayesi

şenlik blog

Merhaba!

Sizlere bu yazımda hayatları belki daha önce hiç kesişmemiş onlarca kadından, onların kendi yaşamlarından beslenen anılara ve hikayelere yer veren bir blogdan, kadınların sesine ses kattığını düşündüğüm ve bana ilham veren bir oluşumdan bahsetmek istiyorum. Ben kendilerine şans eseri denk geldim ve şimdi bir şans da size uzatıyorum.

“Şenlik” veyahut şenlik.blog Kiraz Akın, Senem Esen ve Tomris Güven’in, yani kurucularının, tabiriyle bir mayıs ayında içlerinde kalan anıları kusmak istediklerini fark etmeleriyle başlıyor ve onlarca kadının kendi ağzından anılarını yazmasıyla devam ediyor. Şenlik, zorlukların olduğu kadar emek ve dayanışmanın da el ele yürüdüğü bir yoldan geçip hikayesine yeni hikayeler ve yeni yaşanmışlıklar ekliyor. Kimi kısa kimi uzun kimi acı kimi tatlı ortak bir belleğin oluşturulduğu bu blogda okuduğumuz her cümle bizi kendi içimizde başka yolculuklara çıkarabiliyor ve aynı zamanda bizlere ortak bir alan açıyor.

Evin Arslan, Şenlik ile yaptığı röportajına kadınların anıları ile alternatif bir tarih yaratılabilir mi sorusuyla başlıyor. Bu sorunun cevabı elbette ki evet! Şenlik, edebi kaygıdan ziyade kadınların yaşadıklarını, acılarını ve üzüntülerini, onlara öğretilen ve öğretilmeyenler ile birlikte kadınların deneyimleri ekseninde var oluyor. Yalnızca yazılardan değil aynı zamanda seslerden ve fotoğraflardan da oluşan bir havuz var Şenlik’te, böylece birden fazla duyu ile kitleye hitap edebiliyor.

Senem Esen ve Kiraz Akın’ın deyimiyle Şenlik’te kadınlar bu zamana kadar bulundukları ve bulunmak zorunda bırakıldıkları gölge rolünden sıyrılıp başrol oldukları kendi kişisel tarihlerini paylaşıyor.

 

şenlik blog

Fotoğraf: https://senlik.blog/

İçinde bulunduğumuz sistemde kadınlar olarak yüzyıllardır sesimizi duyurmak, sistem ve gündem tarafından bastırılan ve sindirilen deneyimlerimizi gün yüzüne çıkartmak için çabalıyoruz. Şenlik bu çabaya birinci elden yer verirken aynı zamanda kadınların neşesini, sevgisini ve dayanışma arzusunu da bizlere yansıtıyor.

Şenlik’te dolanırken kendinizi bir anda Adalar’da, sonra yine bir anda Hatay’da, bir anda Mardin’de ya da bir göl kıyısında somurturken, gülerken, yemek yerken veyahut yedirirken kısacası bir şenlik içinde buluveriyorsunuz.

Hiçbir kaygı gütmeden yazmanın ve kendini anlatabilmenin güzelliği yanı sıra anlamanın ve deneyimleri paylaşabilmenin verdiği rahatlık alıp başını kol kola gidiyor desek de yeridir.

Öznel olanın son derece önemli olduğu ve her daim değerli olduğu bu yıllarda belki yolda yürürken gördüğünüz, belki yan yana oturduğunuz ve haklarında hiçbir şey bilmediğiniz kadınların dünyasına bir adım atmak ister ve serin bir akşam gecesi biraz ilham almak biraz da kalabalık içinde kaybolmak isterseniz Şenlik’te bir ateş yakmanız yeterli olacaktır.

Umarım benim aldığım ilhamı sizler de alır ve tanıştığınıza memnun olursunuz.

 

Evin Arslan’ın röportajı için: http://youngjournalists.gc-tr.org/2021/04/08/anilar-uzerinden-kadinlarin-gundelik-tarihi/
Şenlik’e şöyle bir göz atabilmeniz için: https://senlik.blog/

 

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *